Kahvenin Kırk Yıl Hatırı Var mı ?



Kahve hakkında yazılacak tonlarca bilgi var. Kahve kültürü ayrı bir dünya. Bloğumun bu sayfasında kendi bildiklerimi ve öğrendiklerimi sizin için derledim.

Coffea arabica bitkisi

20 Aralık 2024 tarihli, (https://3btarim.blogspot.com/2024/12/tarm-egitimine-ilk-basladgm-yl-inanlmaz.html ) yazımda taksonomi biliminden bahsetmiştim. Taksonomi bilimine göre kahve bitkisi  Rubiaceae ailesinin bir üyesidir. Bizim dilimizdeki karşılığı Kökboyasıgiller olarak yerini almıştır. Bu aileden gelen bitkiler çalı , ot veya ağaç formunda olup özellikle tıbbi bitki çeşitlerini bünyesinde barındırır. Kahve bitkisi de Rubiaceae ailesinin Coffea cinsidir. Belki Coffea ağacını ve çalısını  duymuşsunuzdur. İşte bu ağaçta içtiğimiz kahvenin bitkisi yetişir. En çok bilinen  Coffea arabica ve Coffea canefora olarak iki türü vardır. Coffea arabica Etiyopya'nın Güney Batısın'a ait bir tür olduğunu bilinir. Litaratürde kahve çalısı , dağ kahvesi ve Arap kahvesi olarak da ismi geçer. En çok bilinen iki tür içinde ilk kahve türünün Coffea arabica olduğu tespit edilmiştir. 

Blog sayfam için hazırladığım kahve ağacı taksonomi görseli 

Tropikal iklim kuşağını sever. Sıcaklık isteği 10 derece ile 30 derece arasındadır. Yetiştiği toprak organik  bakımdan oldukça zengin olmalıdır. Toprak konusunda oldukça seçicidir. Buna karşılık yetiştiği toprağa bitkinin kendisinin de faydası vardır.  Kahve bitkisinin yetiştiği yerde toprağa organik madde temin eder ve yaprakları yeşil gübre olarak kullanılır. Doğanın kendi içindeki uyumu nasıl muhteşem değil mi?

En büyük üreticilerin arasında Brezilya, Vietnam, Endonezya ,Kolombiya ve Etiyopya ülkeleri yer alır. 

Kahve , kahve bitkisi çekirdeklerinin kavrulmasının ardından çeşitli işlemlerden geçerek bir içecek halini alır. Kahve çekirdeğinin asidik bir yapısı mevcuttur. Ayrıca kafein içermesi sebebiyle dünyada en çok tüketilen içeceklerin başında gelir. Belli miktarlarda tüketeceğiniz kahvenin kafeini  sayesinde yorgunluğu giderici, zihni açan ve konsantrasyonu arttırıcı özelliklerinden faydalanabilirsiniz. 

Size kafein nasıl etki eder ? Bana aslında çok yaramaz. Kahveyi çok sevmeme rağmen gün içinde 1 fincandan fazlasını tüketemiyorum. Çünkü benim metabolizmam üzerinde biraz farklı etkiler yaratabiliyor. Bunun sebebini araştırdım. Hekim arkadaşlarım ve biyolog tanıdıklarım bana bir genin varlığından bahsettiler. Taşıdığımız genlerin  bazı tipleri yüzünden  kafein vücudumuzda  daha farklı etkiler yaratabiliyor. Bu genin adı CYP1A2 . Bu gen aslında hepimizde var ama bazılarımız bu genin farklı tiplerine sahibiz. Bu yüzden bazı bireylerde  benim gibi kafeine karşı hassasiyetler gelişebiliyor. 

Bu kadar bilimsel bilginin ardından şimdide kahvenin magazin kısmına geçelim. Kahvenin ilk keşfedilmesiyle ilgili bir şehir efsanesi var. Bir rivayete göre kahve bitkisi bir çoban tarafından  keçilerini otlatırken keşfedilmiş. 

Ancak diğer kahve türleri  bir kenara Türk kahvesi bir kenara. Türk kahvesinin bizim kültürümüzde yeri çok farklı. Yemen Valisi Özdemir Paşa çok severek tükettiği kahveyi    1543 yılında  İstanbul'a getirilmesini sağlamış. O dönemde bu kahvenin pişirme yöntemi bize has olarak geliştirilmiş. Açılan kahvehaneler sayesinde tüm ülkeye kahve kültürü yayılmış.

Ne demişler; "Bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı vardır.”Bu sözün ortaya çıkmasının yine masalsı bir anlatımı var;

 İstanbul' un güzide semtlerinden  biri olan Üsküdar'da  herkesin çok severek gittiği, sohbet ettiği ve kahve  tükettikleri bir kahvehane varmış. Kahvehanenin sahibi olan esnaf çok sevilirmiş ve dükkanına gelen herkesle sohbet edermiş. Günlerden bir gün mekana bir yeniçeri gelmiş. O sırada içeride bir Rum bir kaptanda da varmış. Yeniçeri kaptan haricinde herkese kahve ısmarlamış. Kahvehane sahibi herkesin kahvesini dağıttıktan sonra büyük bir misafirperverlik ve esnaf refleksiyle son kalan iki kahveyi alıp kaptanın masasına oturmuş. Yeniçeri esnafın bu tutumuna tepki göstermiş. Esnaf ise yeniçeriye "bu senin değil benim ikramım" diye cevap verip sohbetine devam etmiş. Bu olaydan 40 yıl sonra Sisam Adasında Rum isyanı patlak vermiş. Seferberlik çağrısına Üsküdarlı esnaf da katılmış ve isyan sırasında adada esir düşmüş. Ölümü bekleyen esnaf  esir pazarında satılmış  ve onu satın alan kişinin 40 yıl önce kahve ikram ettiği kaptan olduğunu fark etmiş. Haliyle  önce çok korkmuş esnaf. Artık iyice yaşını almış kaptan ise "korkma ben senin bana 40 yıl önce kahve ikram ettiğin kişiyim . Ben seni de, ikramını da ,dost sohbetini de hiç unutmadım " demiş ve esnafı derhal serbest bırakmış. 

"Bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı vardır." sözüyle birlikte bu efsane günümüze kadar ulaşmış. Türk Dil Kurumu da bu söylemin anlamını "  iyilikler küçük dahi olsa unutulmaz" olarak kayıt altına almış.

Hepinize sevdiklerinizle birlikte keyifle tüketeceğiniz köpüğü bol kahveli anlar  dilerim. 

Önemli Not; Öğrencilik yıllarında ve zaman içinde   edindiğim bilgilerden özümsediğim ve günlük hayatımıza uyarlanabilecek olanları sizlere kendi cümlelerimle aktarıyorum.  İzinsiz kopyalanamaz.






Yorumlar

  1. Harika bir yazı olmuş. Dilimize yerleşmiş bu cümlenin nereden geldiğini öğrendiğime de çok memnun oldum.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar