Nedir Bu Pestisit?
Nedir bu pestisit? Kullanımı gerekli mi? İnsan sağlığına ve çevreye etkileri neler? Bu ve bunun gibi bir sürü soru hepimizin aklında değil mi? Son dönemde basında yer alan pestisit nedir ? Pestisit tarım ilacı demektir. Pestisitler ,böcek öldürücü, mantar öldürücü, ot öldürücü olarak çeşitlere ayrılırlar.
Herbesit: Zararlı otlarla mücadelede kullanılan kimyasallar
İnsekitisit: Zararlı böceklere karşı kullanılan kimyasallar
Fungusit: Mantar öldürücü olarak kullanılan kimyasallar.
Rodentisit: Sıçan ve farelere karşı kullanılan kimyasallar
Larvisit: Tırtıl ve kurtçuk gibi zararlılara karşı kullanılan kimyasallar.
İnsekitisit: Zararlı böceklere karşı kullanılan kimyasallar
Fungusit: Mantar öldürücü olarak kullanılan kimyasallar.
Rodentisit: Sıçan ve farelere karşı kullanılan kimyasallar
Larvisit: Tırtıl ve kurtçuk gibi zararlılara karşı kullanılan kimyasallar.
Pestisitlerin yanlış kullanımı insan sağlığına ve çevreye uzun vadede zarar verirler. Ancak bazı nadir durumlarda daha kısa sürede de zararlı etkileri ortaya çıkabilmektedir. Bu durumla ilgili birçok bilimsel makale yayınlamıştır. Bu yüzden tarım sektöründe ekinler için zararlılarla mücadele ederken bir takım kurallar getirilmiştir. Bu kurallar insan sağlığını ve çevreyi korurken aynı zamanda ekinleri eken üreticiyi de korumaktadır. Ancak zararlılarla mücadele etmek için en son çare kimyasal kullanmaktır. Üreticinin zararlılarla mücadele yönteminin ilk basamağı kimyasal kullanmak değildir ve asla ilk seçenek OLMAMALIDIR.
Yoğun ve bilinçsiz şeklide girdi kullanımı(kimyasal , gereksiz gübre vb.) üretilen ürünlerde kalıntı sorununa, toprağın fiziksel olarak bozulmasına ve çevre sorunlarına sebebiyet vermektedir. İlk olarak 2001 yılında Fransa'ya gönderilen biberlerde tarımsal ilaç kalıntısının tespit edilmesi basında yer almıştı. O yıllardan son yıllara geldikçe bu sorun daha da su yüzüne çıkmaya başladı.
Pestisit, günümüzde gerçekten çok yaygın olarak ve bilinçsizce uygulanıyor . Özellikle yetiştirilen ürünleri hemen elden çıkartma isteği , ekonomik kaygılar ve bilgi eksikliği maalesef bu tarz tarım ilaçlarının kullanımına sebebiyet vermekte. Bazı üreticiler elindeki ürünü hemen piyasaya sürmek isteyebiliyorlar. Oysa teknik olarak pestisit uygulanmış ürün hemen pazara çıkartılmamalı. Zararlarını minimum düzeye indirmek için uygulama üzerinden belli bir sürenin geçmesi gerekiyor. Yurt dışına gönderilen birçok ürünün geri dönmesinin sebebi olarak ilaç kullanım prosedürüne uyulmaması ve ürünün gereğinden fazla ilaç kalıntılarıyla gönderilmesinden kaynaklanabileceği söyleniyor. Eğer üretici tarım ilacı kullanacaksa aynı insanların ilaç içmesi gibi belli bir doz ve uygulama prensiplerini takip etmeli. Bu prosedür takibi de ciddi teknik bilgi içeriyor. Fakat bilgi eksikliği bu durumda çok ciddi karşımıza çıkıyor.
Organik tarım sertifikası dışında üretilen ürünlerinde yabancı ülkelerdeki çiftçiler de ihtiyaç halinde pestisit ve kimyasal gübre kullanıyor. Hem ülkemizde hem de diğer ülkelerde tüketici bilinci artık iyice artmış durumda. Son yıllarda yurt içinde ve yurt dışında tüketicinin haklı endişesi karsında insan sağlığını korumak, çevreyi, toprağı temiz tutmak ve yapılan işi kontrol etmek amacıyla çeşitli standartlar uygulanmaya başlamıştır. Ulusal ve uluslararası platformlarda bu standart ve sertifikasyonlar tarımsal politikalar çerçevesinde uygulanıyor. Ancak oranları ve kullanım şekilleri ülkelerin bağlı oldukları otoriteler tarafından çok sık ve çok sıkı denetlenmektedir. Çiftçiler kendi ülkelerinin ve uluslararası standartlar tarafından belirlenen prosedürleri uyguluyor. Üretici teknik anlamda eğitiliyorlar. İnsan ve çevre sağlığını dikkate alarak üreticiler ürünlerini üretip pazara çıkartıyorlar. Bu standartları belirleyen belli başlı uluslararası kurumlar vardır.
Dünyada en yaygın kullanılan sertifikasyon GlobalGAP'tir.(*) Ayrıca kar amacı gütmeyen Avrupa Perakendiciler Birliği Ürün Çalışma Grubu(EUREP) " İyi Tarım Uygulamalarını" (Good Agricultural Practice) EUROGAP protokolü olarak yürürlüğe sokmuştur. GlobalGAP uluslararası ticarette aranan bir belgedir. İç pazarda ise İTU yani "iyi tarım uygulamaları" standartları geçerliliğini korur. Her iki belge de müracaat edilmesi durumunda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından koordine edilir. (Tüm detayları Tarım ve Orman Bakanlığı'nın sitesinde yer alan iyi tarım uygulamaları sayfasından ulaşabilirsiniz ). Ülkemizde ayrıca büyük zincir marketlerinde kendi üreticilerine getirdiği standartlar da mevcuttur.
Bu standartlar çerçevesinde "iyi tarım uygulamaları" toprak hazırlığından başlar. Toprakta organik maddelerin arttırılması, tuzluluğun giderilmesi, toprak ph'nın düzenlenmesi yapılmalıdır. Temiz tohum veya aşılı fideler ile sürece devam edilmelidir. Dikim sıklığı üretilecek ürüne göre düzenlenmelidir. Bilinçli budama yapılmalıdır. Toprak ve bitki analizi yapmadan gübreleme yapmamak gerekir. Kontrolsüz ve aşırı sulamadan kaçınılmalıdır. Herhangi bir hastalık çıkmadan "hastalık çıkışını önlemek" en temel prensiptir. Aynı şekilde zararlıların yaratacağı hasara denk gelmeden zararlıların ürünle buluşmasını engellemek gerekmektedir. Bahsettiğim tüm bu zorunlu uygulamaların hepsinin standartları vardır. Bu standartların hepsi bilimsel olarak deneyler ve uygulamalar sonucunda oluşturulmuştur. Ancak üreticinin tüm bunların uygulayabilmesi için özen , bilgi ve iyi bir bütçeye ihtiyaç vardır.
Tarımsal mücadele çok zor ve pahalıdır. Yukarıda da bahsettiğim gibi hastalık ve zararlı mücadelesinin ilk adımı "hastalık ve zarlılara karşı önlemle başlar". Önlem demek kimyasal kullanmak değildir.
Diyelim ki bir şekilde işler yolunda gitmedi ve mücadele gerektiren durumlar ortaya çıktı. Böyle bir durumda kimyasal mücadeleden önce uygulanacak iki farklı yöntem vardır. İlki mekanik mücadele ikincisi biyolojik mücadeledir.
Mekanik mücadelede hastalıklı ya da zararlının bulunduğu bölüm veya bitki toplanır, kesilir, veya gömülür. Zarlılar bitki üzerinden toplanabilir veya davranışları bozulabilir. (Bu uygulamanın çeşitli yöntemleri vardır )Biyolojik mücadelede ise hastalık ve zararlı düşmanı olarak bilinen ve yine doğada yetişen başka canlılarla uygulamalar yapılır. Bu yöntem biraz zaman alan ama insana ve doğaya zarar veren kimyasallar kullanılmadan uygulanabilir. Son basamak olan kimyasal mücadele yani pestisit kullanımı yapılır. Bu kullanımın ciddi kuralları vardır. Kullanılacak ilacın dozu, zamanı, cinsine çok dikkat edilmelidir.
Gerek ülkemizde gerekse yurt dışında İYİ TARIM STANDARTLARINA uyan üreticilerin ürünleri insan sağlığı açısından zararlı kimyasallar taşımadığını, çevreyi kirletici uygulamalardan kaçındığını TAAHHÜT EDER. Ürünlerinde iyi tarım uygulaması etiketleri uygularlar (İyi tarım ile organik tarım karıştırılmamalı.) Bu sertifikasyona sahip olan üreticiler ülkemizde ilgili otoriteler ve Tarım Bakanlığı tarafından çok sıkı denetlenmektedir. Hem bitkisel hem de hayvansal üretimde kurallara uymayan firmalar ve üreticilere ilgili yasalar çerçevesinde gerekli yaptırımlar uygulanır.
Son aylarda da ihraç edilen ürünlerde kalıntı tespit edilen ürünlerin sıkça tartışılması ve tüketicinin tepki göstermesi sebebiyle Tarım ve Orman Bakanlığı pestisit konusunda yeni bir düzenlemeye gitti. İhraç edilen ve ithal edilen ürünlerin kontrollerinde de uygulanacak maksimum pestisit kalıntı limitlerinde (MRL) güncelleme yaptı. Limitlerdeki değişiklikler ulusal ve uluslararası alandaki güncel bilimsel değerlendirmeler dikkate alındı.
Peki diyelim ki emin olmadığınızı düşündüğünüz bir ürünü aldınız ve pestisit kalıntısı olma olasılığına karşı tedbirli davranmak istiyorsunuz . Ne yapanız gerektiğini merak ediyor musunuz? Bakın bu sorunun cevabını bende merak ediyorum !!!. Bu konuda bir sürü uygulama mevcut. Ben ilk olarak mümkünse iyi tarım uygulamalarını belgeleyen veya etiketi olan ürünleri tercih ediyorum. Evime aldığım ürünlerde bunlara dikkat ediyorum. Ancak tabii ki her zaman mümkün olmayabiliyor veya güvendiğim yerlerde de bazı gözden kaçmış durumlara denk gelebileceğimin haberlerini okuyorum. Marketten veya pazardan aldığım ürünleri herkes gibi karbonatlı veya sirkeli suda ben de bekletiyorum. Sonrasında iyice yıkıyorum. Yeteri kadar bu kalıntılar temizleniyor mu bilmiyorum ama büyük ölçüde bir zehir kalıntısı varsa gittiğine inanıyorum. . Bu konuda da çeşitli yayınlar yapılmış ve bu yöntemle bazı kalıntıların tamamen temizlenmediği iddia edilmişti. Böyle bir durumda ve çok fazla endişeli olduğunuz durumda tamamen organik sertifikalı ürünleri kullanmayı tercih etmenizi öneririm.
Aslında en doğrusu meyve ve sebzeyi mevsiminde tüketmek. Ancak mevsiminde de olsa bazen olumsuzluklara denk gelebiliyoruz.
Sözün özü üreticinin eğitilmesi , kuralların uygulanması gibi önemli konular göz ardı edilmezse gelecek nesillere sağlıklı bir genetik miras bırakırız.
Önemli Not; Öğrencilik yıllarında ve zaman içinde edindiğim bilgilerden özümsediğim ve günlük hayatımıza uyarlanabilecek olanları sizlere kendi cümlelerimle aktarıyorum. İzinsiz kopyalanamaz.
Bu blogda kullanılan fotoğraflar üyesi olduğum tasarım platformundan yasal olarak alınıp sayfaya adapte edilmiştir. Ayrıca tüm görselleri yine aynı platform üzerinden kendim tasarladım .
Harika bir yazı olmuş Bade’cim . Keşle biyolojik çözümlerle hep müdahale edilse ve bu ilaçların kullanımıyla ilgili iyi eğitimler verilse 🙏Bunu için uzun yollar var ama tek çözüm eğitim tabii ki 🌿Kalemine sağlık 🌿
YanıtlaSilÇok teşekkürler
Sil🙋♀️🙋♀️🙋♀️💐
Sil